Aktüalite (Güncellik) İlkesi

  • Soruda, Öğrenilen bilgilerin yeni durumlarda kullanımı vurgusu aranır.
  • Tematiklik ve disiplinlerarası etkileşim vardır.

Bu ilkeye göre öğrenme konuları ana başlıklardan yani bütünden alt başlıklara (parçaya) ayrılarak düzenlenmelidir. Doğru ve yanlışlar kişisel değer ve fikirlere değişebilir. Bu şekilde daha yoğun (bizzat etkinliklere aktif olarak katılmak zorunda olduğu için), fakat daha zevkli bir öğrenme ortamı sağlamak mümkündür. Matematik dersi konuları ise oldukça soyut kavramlardan oluşur. Öğrencilerin yaşamlarının eğitim sürecine dâhil edilmesi yoluyla öğrenmenin gerçekleşmesidir. Öğretmen vereceği bilgileri çocuğun ailesinden, okuldan ve yaşadığı çevreden hareketle derece derece uzaklaşarak vermelidir. Gardner (1993) başlıca sekiz zeka türünden bahsetmektedir. Öğretimin plânlanması, öğretmenin eğitim-öğretimde neyi, niçin ve nasıl yapacağını düşünmesini sağlayarak verimini arttırır.

13-) Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması

İletilecek mesajların açık ve anlaşılır bir şekilde öğrenilmesi için farklı araç – gereç ve materyal kullanımına gidilmesi, deneylere yer verilmesi yoluyla birçok duyu organının etkin katılımı sağlanarak açık bir şekilde bilgilerin elde edilmesi sağlanmal Diğer bir değişle ansiklopedik bilgi yerine konulur derinliğine islenir. Nörofizyolojik temelli öğretim ilkeleri beynin bir paralel işlemci olduğunu, öğrenmenin fizyoloji bir olay olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. Somut olarak algılanan şeyler, soyut kavramlardan daha hızlı öğrenilir. Bu amaçla birden çok öğretim materyaline yer verilmelidir.

Ekonomiklik (Tasarruf İlkesi)

NOT: Bu ilke “öğrenme psikolojisi”nde yer alan “pozitif transfer” kavramıyla ilişkilendirilebilir.
Örnek: Dil bilgisi dersinde öğrendiği bilgileri, edebiyat dersinde kompozisyon yazarken kullanabilmek.

Örneğin sunuş yolu stratejisinde öğretmen aktif, organize edici ve aktarıcı, öğrenciler alıcı rolündeyken, buluş yolu stratejisinde öğretmen rehber, öğrenciler aktif öğrenici rolündedir. Araştırmacılar ayni zamanda bu öğretim ilkelerinin uygulanmasının her öğrencinin öğrenmesini kapasitesince arttırabildiğini ve öğrencilere? Yaparak yaşayarak elde edilen bilgi ve beceriler kalıcıdır. Bu anlam bulma öğrencinin deneyimine, sahip olduğu kültüre, içinde öğrenmenin gerçekleştiği etkileşimin doğasına ve öğrencinin bu süreçteki rolüne göre değişmektedir. Eğitim-öğretim sürecinde, öğrencinin özellikleri dikkate alınmalıdır. Bu nedenle öğretmenlerin önceden derslerini planlaması ve bu plana göre derslerini uygulaması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Bilinenden Bilinmeyene İlkesi

öğretim ilke ve yöntemleri öğretim ilkeleri

Öğrencinin öğrendikleri üzerine yorum yapabilme, konuları ve olayları açıklayabilme ve çözebilme yetenekleri geliştirme dersin odak noktasıdır. Öğretilecek bilginin hayatta bir kullanım değerine sahip olması, bu bilginin öğrenilmesine öğrencileri daha fazla güdülemektedir. Diğer bir deyişle, insanlar davranışları sonucu olumlu bir durumla karşılaştıklarında o davranışın tekrarlanma olasılığı artar. Hayırlı çalışmalar ve hayırlı atamalar diliyoruz. Piaget çocukların yaşlarına bağlı olarak yargılama sistemlerinde meydana gelen değişmelere ilişkin gözlemleri sonucunda ahlak gelişi ile ilgili olarak “dışa bağlı dönem” ve “özerk dönem” olmak üzere iki dönem belirlemiştir. Öncelik İlkesi İlk öğrenilen bilgiler (ister çevreden edinilsin isterse derste öğrenilsin) zihinde yer eder ve bunları değiştirmek zordur.

Renciye Görelik (Uygunluk) İlkesi

Ancak dil bir kez öğrenildiğinde şiir ve roman yazmada olduğu gibi öğrenilenler sayısız şekilde yeniden düzenlenebilir. Tekrar İlkesi Tekrar edilen, üzerinde daha fazla çalışılan konular daha kolay hatırlanır. Ya da tatile çıkmadan önce gidilecek şehirlerin kararlaştırılması ve bu şehirlerde ne kadar kalınacağına, nerelerin ziyaret edileceğine, yemeklerin nerelerde yenileceğinin önceden tasarlanması ve tüm etkinliklerin zamana bağlı olarak kağıt üzerinde tasarl Ancak Tartışmalr sistem ve örgüt düzeylerinde oldu. Bu yüzden bütün uygulamalar hedef davranışa uygun olmalıdır. Öğretme etkinliklerinde çocuğun mümkün olduğunca birden çok organına hitap etmek gerekir. Bu deney tekrarlandıkça kedinin kafesten çıkmak için yaptığı deneme-yanılma davranışları azalmış ve kedi mandalın bağlı olduğu ipi daha kısa sürede çekerek dışarı çıkmayı öğrenmiştir. Bu kuramlar sağlıklı benlik ve ahlak gelişimi gibi duyuşsal sonuçlarıyla ilgilenirler.